tevil etmek: Söz veya davranışa başka bir anlam vermek.
tezevvüç etmek: Evlenmek.
-U-
ulema: Bilginler. ulûm: ilimler, bilimler. ulum-i diniye: Din bilgisi. ulvî: Yüce. usul: Yöntem. usuletle: Usulüyle. usul-i cedit: Yeni yöntem.
- V -
vaftiz: Hıristiyan dininde bir kutsal işlem.
vakan Ağırbaşlılık.
vakfetmek: Adamak.
vâkıf olmak: Bilmek, öğrenmek.
vâkıf: Bilen.
vakur: Ağırbaşlı, onurlu.
varak-ı mıhr-i vefa: Sevgi, bağlılık evrakı.
vasıl olmak: Ulaşmak, varmak.
vaveyla: Çığlık.
vefa: Sevgide sebat, sevide durma, sevgi bağlılığı.
vefasız: Sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz.
vehim: Kuruntu.
vekâlet: Birinin yerine bakmak, görevini üstlenmek.
velev: Kaldı ki, hatta.
veranda: Camlı taraça.
vesile: Sebep, bahane.
viöjö: (Fr. Vieux'deri) Yaşlı işi.
virane: Yıkılmış veya harap olmuş yapılardan geriye kalan yıkıntı.
vukuf: Bilgi.
-Y-
yadellen Baba evinden uzak yerler, gurbet.
yadigâr: Bir kimseyi ya da bir olayı hatırlatan nesne ya da kişi.
yan Sevgili.
yaşmak: Eskiden kadınların ferace ile birlikte kullandıkları, gözleri açıkta bırakan ince yüz örtüsü.
yazıhane: Yazı masası.
yegâne: Tek.
yeis: Üzüntü, umutsuzluktan
doğan karamsarlık. yortu: Hıristiyan bayramı.
- Z - zaaf: Düşkünlük, dayanama-
ma.
zabit: Subay. zarp: (Mat.) Çarpma. zaruri: Zorunlu. zat: Kimse, kişi.
zayi etmek: Kaybetmek.
zemzem: Müslümanlarca kutsal sayılan su.
zerzevat: Sebze.
zevce: Erkeğin nikâhlandığı kadın, eş.
zıb: Süs.
zikretmek: Söylemek.
zillet: Hor görülme, alçalma.
ziya: Işık.
ziyade: Çok, daha çok.
ziynet: Süs.
"ÇALIKUŞU" отзывы
Отзывы читателей о книге "ÇALIKUŞU". Читайте комментарии и мнения людей о произведении.
Понравилась книга? Поделитесь впечатлениями - оставьте Ваш отзыв и расскажите о книге "ÇALIKUŞU" друзьям в соцсетях.